Koçluğu, insan kaynakları yönetimi de dahil olmak üzere iş yaşamının her alanını destekleyen yepyeni bir zihin yapısı olarak görüyorum. Bu zihin yapısı, diğer alanlarda olduğu gibi insan yönetimi konusunda da yeni ve farklı bakış açılarını ve düşünme biçimlerini şekillendirme ve ilgili politika, prosedür ve eylemleri taptaze bir yaklaşımla geliştirme fırsatı sunuyor. Sözü edilen bakış açısının yönetim stratejilerine dahil olması, çalışan bağlılığı ve sahiplenme gibi önemli konuları da olumlu yönde etkileme potansiyeli taşıyor.
* Bir önceki paragrafta yer alan cümlelerimin bireysel deneyimlerime dayandığını söylemeliyim. Otuz üç yıldır iş yaşamındayım. Bu sürenin son on yılında profesyonel birikimime eklediğim koçluk becerileri, mesleğime yepyeni bir gözle bakmamı sağladı. Bu nedenle de insan kaynakları alanında çalışan tüm meslektaşlarıma koçluğu ve koçluk becerilerini mesleki birikimlerine katmalarını önermeye başladım. Her önerdiğimde eklediğim de bir cümle oldu, koçluk bakış açısı sayesinde yönetim ekibinin ve tüm çalışanların memnuniyetle uygulayacağı insan yönetimi stratejilerini yepyeni bir iç görü ile şekillendirmek mümkün.
Koçluk zihin yapısı iş performansını ve iş sonuçlarını etkileyen iki önemli kavramı doğrudan destekliyor: Bağlılık ve sahiplenme.
Koçluk zihin yapısının ve bu zihin yapısının ortaya çıkardığı bakış açısının, şirketlerin liderlik ekibinin ayrılmaz parçası olan insan kaynakları profesyonellerini aşağıdaki özelliklere sahip bir insan kaynakları stratejisi inşa etme veya mevcut stratejilerini aşağıdaki konularda daha etkili hale getirme konularında desteklediğini düşünüyorum.
- Çalışanların yaptıkları işle şirketin varlık amacı arasındaki bağı iyi anlamalarını sağlamak
- Şirket vizyon, strateji ve değerleri ile doğrudan bağlantılı ve yaratıcı insan kaynakları politika ve uygulamaları geliştirmek
- Değişim yönetimi ile ilgili uygulamaları daha güçlü hale getirmek
- “İnsan” odağı yüksek çalışma düzenleri oluşturmak
Koçluk zihin yapısı bu konuda nasıl destek oluyor?
Koçluk zihin yapısının açtığı farklı düşünme yolları ve koçluk bakış açısının temelinde yer alan bütünsel yaklaşım, gelecek odağı, çözüm odağı, vizyon yaratımı, anlam farkındalığı, amaç farkındalığı, değer farkındalığı, potansiyeli ön planda tutma ve güçlü yönlere odaklanma gibi yaklaşımlar, insan kaynaklarının stratejik yapısını oluşturmak ve çalışan bağlılığını güçlendiren, işi ve kurumu sahiplenmeyi kolaylaştıran sistemler kurmak gibi konularda destek sağlıyor.
Bütünsel yaklaşım – Koçluk bakış açısı odağını büyük resimde tutar. Bu yaklaşımın zemininde büyük resmi görürken detayların da farkında olmak yatar. Bu yaklaşım sayesinde, çözülmesi gereken bir sorun olduğunda veya yeni bir sistem veya politika geliştirilmesi gerektiğinde öncelikle bu konuda ulaşılmak istenen sonucu içinde barındıran büyük resim tasarlanır. Sonrasında, tasarlanan bu resmin değerini ve önemini fark etmek, buradan hareketle gerçek ihtiyaçları belirlemek ve büyük resme taşıyacak hedefler üzerinde düşünmeye başlamak, en iyi çözümü yaratma veya en iyi politikayı geliştirme çalışmalarına destek sağlar.
Gelecek odağı – Koçluk zihin yapısının önemli bileşenlerinden biri olan gelecek odağı, bugün olup bitenin farkındalığı ile bakılan yönü geleceğe çevirmeyi kolaylaştırır. Bu durum geçmiş deneyimleri elde tutarak, bu deneyimlerden öğrenilenleri hatırlama, mevcut durumda olup bitenleri gözlemleme ve tüm bu farkındalıkla gelecek hedeflerine odaklanma fırsatı sağlar. Bir diğer söyleyişle, bu bakış açısı hatalara ve hedeflerden sapmalara takılıp kalmak yerine onların öğrettiklerinin farkındalığı ile bugünden geleceğe ilerlemeyi kolaylaştırır.
Çözüm odağı – Koçluk zihin yapısı özünde, problem yerine problemin çözümüne odaklanmayı barındırır. Odak çözümde tutulduğunda, alternatif gidiş yollarını ve farklı çözümleri görmeyi hedefleyen dürbünlerin açısı genişler ve daha önceden keşfedilmemiş çözüm yollarını bulma olasılığı artar.
Vizyon Yaratımı (Hayaller) – Koçluk yaklaşımı, vizyonu mümkün olduğunca net tanımlamaya yardımcı olur. Bu sayede vizyon çok boyutlu bir gözde canlandırmaya yani gerçek bir hayale dönüşür. Hayal eden kişi ya da takım geleceği bir film gibi gözünde canlandırır, renkleri görür, sesleri duyar ve duyguları fark eder. Bu sayede beyin, tüm detayları ile tanımlanan vizyonun ulaşılabilirliğini kabul eder. Bu şekilde tanımlanan vizyonlara giden yolların tasarlanması, net ve ulaşılabilir adım taşı hedeflerin belirlenmesi çok daha kolay hale gelir.
Anlam, Amaç ve Değer Farkındalığı – Koçluk zihin yapısı, herhangi bir konuda harekete geçmeden önce, oluşturulacak sistem, prosedür ve pratiklerle ilgili anlamı, amacı ve değerleri sorgulama alışkanlığı kazandırır. Bu üç yaklaşıma tek bir soru alan açar: Neden önemli? “Neden önemli?” sorusuna verilen cevap, yapılacak çalışmaların değerini fark ettirir. Bu sayede gerekli tasarım ve uygulamaların “nasıl” yapılacağını ortaya koymak ve harekete geçmek kolaylaşır. Friedrich Nietzsche’nin söylediği gibi: ”Yaşamak için bir “neden”i olan, her türlü “nasıl”a katlanır.”
Potansiyeli ön planda tutma ve Güçlü yönlere odaklanma – İnsan potansiyelini oldukça güzel ifade ettiğini düşündüğüm Erickson ilkesi şöyle söyler: “İnsan ihtiyaç duyduğu bütün kaynaklara sahiptir.” Koçluk zihin yapısının temeli insanın sınırsız potansiyeline olan inancın üzerine yerleşir. Koçluk bakış açısı insan potansiyelini ve bireylerin güçlü yönlerini ön planda tutacak sistemler geliştirmeye güçlü bir zemin hazırlar. Bu bakış açısıyla oluşturulan kurumsal sistemler potansiyelin ortaya çıkmasını kolaylaştırır ve güçlü yönlerin daha parlak hale gelmesini destekler.
Sonuç olarak
Bu makalede sözünü ettiğim ve koçluk zihin yapısının önemli kazanımları arasında yer alan yaklaşımların iş yaşamına yansımalarının, koçluğu merak etme ve araştırmaya ilham olmasını diliyorum. Profesyonel koç olan meslektaşlarım içinse, burada yer alan başlıkların kendi iş yaklaşımlarına katkısı ile ilgili bir düşünme alanı açmayı umuyorum.
(Nazlı Kılan Ermut, PCC, İnsan Yönetimi Danışmanı ve Yazar)